Dejan Meleg Kayserispor Kararının Hukuki Analizi

Bu çalışmada Dejan Meleg- Kayserispor kararının hukuki analizine yer verilmiştir.

DEJAN MELEG- KAYSERİSPOR KARARININ HUKUKİ ANALİZİ

Stj. Av. Cansu KABADAŞ
Ankara, 2022

OLAYIN ÖZETİ

Sırp kulübü olan FC Vojvodina (“Davacı”) ve bir Sırp oyuncu olan Dejan Meleg (“İlk Davalı” veya “Oyuncu”) 18 Ocak 2016 ile 30 Haziran 2018 tarihleri ​​arasında geçerli bir iş sözleşmesi imzalamıştır.

İş sözleşmesine göre davacı, ilk davalıya, Sırbistan Cumhuriyeti'nin garanti edilen asgari ücreti tutarında aylık ücret ödemesi gerekmektedir. Ek olarak, belirtilen asgari ücret tutarı kadar kesilerek aylık transfer taksiti olarak ödenecektir:

  • Şubat 2017 10.000,00- EUR,
  • Temmuz 2017'den sözleşme sonuna kadar olan süre için 3.000,00- EUR

İş sözleşmesinin 11/4 maddesi, “Bir uyuşmazlık halinde taraflar Sırbistan Futbol Federasyonu (FAS) Tahkim Mahkemesi üzerinde anlaşarak hem kulüp hem de oyuncu, bu sözleşmeden doğan herhangi bir anlaşmazlığı olağan mahkemelere taşımamayı kabul eder”.

Kulüp, 31 Ocak 2016 tarihinde kendisini temsil etmesi için Micheal Stankoviç adında bir menajeri iş sözleşmesi süresince yetkilendirmiştir. Bu yetkiye göre Dejan Meleg isimli futbolcu için minimum transfer ücreti 300.000,00- EUR olarak belirlenmiştir. Ancak yetkilendirme çok uzun sürmemiş ve kulüp, yetkilendirmenin 7 Şubat 2017'de sona erdiğini bir mektupla ilgili menajere bildirmiştir.

22 Haziran 2017 tarihinde, oyuncu ve vekili, davacıya oyuncunun Kayserispor ile sözleşme imzaladığını ve Kayserispor'un 300.000,00- EUR tutarındaki tazminatı ödeyeceğini bildirmiştir. Bilgilendirmeye cevaben davacı, iş birliğine açık olduğunu ve ayrıntıları konuşarak belirlemeye davet etmiştir.

Daha sonra, davacı, oyuncu ile sözleşmesinin 2018 yaz transfer sezonuna kadar geçerli olduğunu, bu nedenle oyuncunun yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini hatırlatmıştır.

Oyuncu, 14 Temmuz 2017 tarihinde iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmek istediğini davacıya bildirmiştir.

Daha sonra davacı, 19 Temmuz 2017 tarihinde oyuncuya ve oyuncunun sözleşme imzalamak istediği Kayserispor’a karşı FIFA DRC nezdinde dava açarak sözleşmenin haklı sebep olmaksızın feshi iddiasıyla 926.233,00- EUR tazminat ödenmesini ve yıllık %5 faiz talep etmiştir.

Davacı, oyuncunun haklı bir sebep olmaksızın ihlali nedeniyle ödenecek tazminatın aşağıda belirtilen şekilde hesaplanması gerektiğini iddia etmiştir:

  • Oyuncu ile davacı arasındaki sözleşmenin sona erme tarihine kadar ödenen ücretler ile yeni sözleşme kapsamında ödenen ücretlerin ortalaması (Bu bağlamda oyuncu 213.000,00- EUR ödemesi gerekecektir.)
  • Oyuncunun hizmetlerinin ve kârının kaybı (Bu bağlamda davacı, oyuncunun kendisiyle sözleşmesinin feshedildiği ve Kayserispor ile akdedildiği andaki piyasa değerinin 2.000.000,00- EUR olduğunu ileri sürmüştür. Bununla birlikte davacı, 2017 yaz transfer döneminde oyuncudan “en az 1.000.000,00- EUR tutarında ekonomik kâr”)
  • Sporun kendine özgü yapısı nedeniyle ayrıca 13.200,00- EUR tutarında tazminat ve toplamda 926.233,00 EUR tutarında tazminat

Futbolcu, DRC’ye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile iş sözleşmesinin 11/4.maddesine göre, yetki itirazında bulunmuş ve uyuşmazlığın çözümünde yetkili kuruluşun Sırp Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun yetkili olduğunu iddia etmiştir. Aynı zamanda oyuncu iş sözleşmesini davacının kendisine karşı olan mali yükümlülüklerini kısmen yerine getirdiği için iş sözleşmesini feshettiğini iddia etmiştir. Yani oyuncu, davacının iş sözleşmesi uyarınca Ocak 2016'dan Temmuz 2017'ye kadar ödemesi gereken yaklaşık 14.260,00- EUR tutarında ödemeyi gerçekleştirmediğini ileri sürmüştür.

Kayserispor ise davacı ile oyuncunun aralarında imzalanmış olan iş sözleşmesinden haberdar olmasının mümkün olmadığını ve sadece transfer ücretinden sorumlu olacağını ileri sürmüştür. Kendisine karşı öne sürülen iddiaların reddini istemiştir.

DISPUTE RESOLUTION CHAMBER KARARI

Öncelikle, Dispute Resolution Chamber’ın (“DRC”) söz konusu davada yetkili olup olmadığını inceleyerek Regulations on the Status and Transfer of Players (“RSTP”) 21. maddesine göre incelemeye yetkili olduğu sonucuna varmıştır.

Somut olayda bir Sırp kulübü, bir Sırp futbolcu ve bir Türk kulübünün bulunması nedeniyle uluslararası bir boyutu olduğu sonucuna varılmıştır.

DRC, uyuşmazlıkta tarafların eşit temsili ilkesine ve RSTP 22/1/b. maddesi uyarınca adil yargılanma hakkına dikkat çekmiştir. DRC, tarafların adil yargılanma hakkının zarar göreceği kanısında olduğu için Sırbistan Futbol Federasyonu Ulusal Uyuşmazlık Çözüm Merkezinin (“Sırbistan nDRC”) bağımsızlığından şüphe ettiği için bu koşullara uygun olmadığına karar vermiştir. Böylece, DRC, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 11/4. maddesinin kesin ve münhasır bir yargı hükmü olmadığı sonucuna varmıştır. Sonuç olarak, DRC, yetki konusundaki itirazları kabul etmemiş ve uyuşmazlığın esasına girmiştir.

DRC, tarafların 28 Ocak 2016 tarihinde iş sözleşmesini imzaladığını kabul ederek incelemeye devam etmiştir.

Ayrıca, DRC, 31 Ocak 2016 tarihinde düzenlenen bir yetki ile davacının kendisini temsil etmesi ve oyuncunun transferini minimum 300.000,00- EUR karşılığında müzakere etmesi için Michael Stankoviç'e yetki verdiğini ve 7 Şubat 2017 tarihinde bu yetkinin iptal edildiğini gözlemlemiştir.

DRC, oyuncunun iş sözleşmesi ile düzenlenen sona erme tarihinden önce feshetmesi için herhangi bir hüküm veya sebep bulamamıştır. Bu nedenle, sözleşmenin haksız olarak feshedildiği kanaatinde olan DRC, RSTP 17/1.maddesi uyarınca, oyuncunun sözleşmenin ihlali nedeniyle davacıya tazminat ödemekle yükümlü olduğunu tespit etmiştir.

DRC, oyuncunun 300.000,00- EUR tutarında tazminat ödemesine karar vermekle birlikte Kayserispor’un bu ödemeden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar vermiştir. Ancak, bu tazminat miktarı zaten ödenmiş olduğundan, DRC, davacının talebini reddetmiştir.

FIFA RSTP’nin 17.maddesinde düzenlenen ve sözleşmeyi haksız olarak fesheden tarafa yükletilmesi muhtemel Sportif yaptırımlar konusunda ise DRC herhangi bir yaptırımın gerekli olmadığına karar vermiştir.

SOMUT OLAYIN ANALİZİ

Her şeyden önce, söz konusu kararı usul yönünden incelemek gerekirse DRC, FIFA'nın ilk derece mahkemesidir. FIFA'nın Usul Kurallarına göre, DRC kural olarak bir heyet halinde karar verir. Bu heyet en az 3 kişiden oluşur. Bu heyetin başkanı ya DRC'nin başkanı ya da DRC'nin başkan yardımcısıdır. Kalan iki üyeden biri oyuncu temsilcisi diğeri ise kulüp temsilcisidir. DRC, heyet veya başkan olarak karar verir. Kural üç kişilik bir heyet ile karar vermek ise de bazı uyuşmazlıklarda istisnai olarak bir DRC hakemi tarafından da karara bağlanabilir. Kararlar basit oy çokluğu ile alınır.

Bu açıklamalarımız ışığında belirtmek gerekir ki, somut olayda bir heyet vardır. Bu heyetteki üyeler başkan, oyuncu temsilcisi ve kulüp temsilcisidir.

Taraflar, uyuşmazlığa neden olan olayın meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıl içinde dava açmak zorundadır. Bu süre kesin olmakla birlikte DRC bu süreyi re'sen inceler. RSTP'nin 24. maddesine göre DRC, cevap dilekçesi ve müteakip dilekçeler hakkında kendi özgür iradesiyle veya tüm inisiyatifin kendisine ait olması ile karar vermektedir. Cevap dilekçesinde alt ve üst sınır olarak 5 ila 20 gün olarak belirlenmiştir.

DRC tarafından verilen kararlar genellikle kısa kararlardır ve gerekçeleri belirtilmemektedir. Karar taraflara tebliğ edildikten sonra taraflar, 10 gün içinde bu kararın gerekçelerini FIFA'dan talep etme hakkına sahiptir. Eğer bu süreyi gerekçeli kararı talep etmeden geçirirlerse, FIFA'nın verdiği kısa karar kesin ve bağlayıcı hale gelir. Her şeyden önce, taraflar CAS nezdinde temyiz hakkından vazgeçmiş sayılırlar.

Somut olayda uyuşmazlık 12 Mart 2019 tarihinde FIFA'ya iletilmiştir. Ulusal Futbol Federasyonlarının ulusal düzenlemelerinde herhangi bir şekilde bahsedilmese bile DRC kendiliğinden yetkilidir. Oyuncu ve kulüp kendi aralarında sözleşme yaptıklarında FIFA düzenlemelerini otomatik olarak kabul etmiş sayılırlar. Yani, DRC'nin yargı yetkisini dolaylı olarak kabul ederler. DRC, RSTP'nin 22. maddesindeki istihdamla bağlantılı olarak oyuncu ve kulüp arasındaki tüm anlaşmazlıklarda yetkilidir. Bunun için tek şart, söz konusu uyuşmazlığın uluslararası boyutta olmasıdır.

Bu hükümden hareketle DRC’nin yetkisinin tespiti adına bazı tespitlerde bulunulabilecektir. DRC'nin yetkisi aşağıdaki üç koşulun gerçekleşmesiyle oluşur. Buna göre;

  • Uyuşmazlık istihdamla bağlantılı olmalı yani işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanmalıdır.
  • Anlaşmazlık uluslararası boyutta olmalıdır.
  • Taraflar arasındaki sözleşmede bir uyuşmazlık olması durumunda, uyuşmazlığın ulusal bir uyuşmazlık çözüm merkezine taşınmasına karar verilmemiş olmalıdır.

Somut olayda, kanaatimizce, oyuncunun aralarında imzaladıkları iş sözleşmesinde yer alan ilgili maddeye dayanarak yapmış olduğu yetkiye ilişkin itirazı doğru değildir. Her şeyden önce, tahkim şartının taraflar arasındaki sözleşmede yer alması gerekmektedir. Böylece nDRC'yi yetkili kılarlar. Ancak FIFA DRC, bu tahkim şartıyla ilgili olarak çok hassas bir duruş sergilemektedir. Taraflar, kuşkusuz, sözleşmelerinde nDRC'leri yetkilendirmelidir. En ufak bir tereddüt ortaya çıkarsa FIFA, nDRC'nin yetkili olmadığı sonucuna varmaktadır. Böylece bu tahkim şartını geçerli olmadığına karar verir ve kendisini bu dava açısından yetkili görerek davaya bakmaya devam eder. Örneğin, tarafların aralarında imzalamış olduğu sözleşmeye "TFF'nin ilgili kurumu yetkilidir" gibi bir ibare eklediğinizde geçersiz sayılacaktır. Bunun yerine, "TFF UÇK" ibaresini dahil ederseniz, sözleşmenin tahkim şartı geçerli sayılacaktır. İkinci olarak, DRC'nin eşit temsil şartına veya kulüp yapısına uymaması nedeniyle eşit temsil ilkesi ihlal edildiğinde, taraflar aralarındaki sözleşmede nDRC'yi yetkilendirmiş olsalar bile, FIFA DRC bu yetkiyi tanımayacak ve uyuşmazlıkların çözümünde yetkili olduğu düşüncesiyle davanın esasına girecektir.

Adil yargılanma, nDRC Yönetmelikleri kapsamında örneklendirilmiş olup burada 3 hususa yer verilmelidir:

  1. Bir nDRC'nin kararı, ilgili spor federasyonu içindeki bir tahkim kurumuna itiraz edilebilir olmalıdır: Böyle bir itiraz hakkından yoksun bırakılırsa, orada adil yargılanma hakkının varlığından söz edemeyiz. Dolayısıyla FIFA'nın önüne gelen bir davada adil yargılanma kapsamında ilgili nDRC’nin adil yargılama yapıp yapmadığını incelenmelidir. Eğer ki temyiz edilebilir nitelikteyse, adil yargılanma hakkının büyük ölçüde var olduğunu söylememizde bir sakınca bulunmamaktadır. İlgili nDRC böyle bir temyiz fırsatından mahrum bırakılmışsa herhangi bir adil yargılanmadan söz edilemez. Bu durumda FIFA, nDRC'yi tanımayarak dosyayı incelemeye devam etmektedir.
  2. Usul kurallarına uyulmalıdır: Elbette tarafların eşit muamele hakkı, eşit işlem görme hakkı ve hukuki dinlenilme hakkı gibi temel usuli hakları da adil yargılanma kapsamına girmektedir.
  3. Taraflar, bağımsızlığı veya tarafsızlığı için makul bir gerekçe varsa, bir hakemi reddetme fırsatına da sahip olmalıdır: Dolayısıyla böyle bir fırsatın verilmiş olması, adil yargılanma hakkının var olduğunu ortaya koymaktadır.

Sırbistan nDRC'si bu koşullardan birini içermediğinde, FIFA DRC kendisine yetki vermektedir. Somut olayda, DRC, Sırp nDRC'nin eşit temsil şartını karşılamadığını gözlemlediği için kendisine yetki tanımıştır.

Somut olayda dikkat çekmek istediğimiz bir diğer konu da haksız fesih meselesidir. Uluslararası hukuk doktrininde ve yargı içtihatlarında profesyonel futbolcu sözleşmesinin iş sözleşmesi niteliğinde olduğu sürekli olarak vurgulanmaktadır. Oyuncu, sözleşmeyi imzaladığı kulübün ikamet ettiği ülke dışında bir devletin vatandaşı ise oyuncu ile söz konusu kulüp arasındaki sözleşme uluslararası nitelikte kabul edilir. Mevcut davada hem davacının hem de oyuncunun Sırp asıllı olduğu dikkate alındığında, davanın ulusal nitelikte olduğu değerlendirilebilir. Ancak taraflardan biri olan Kayserispor Türk kulübü olduğu için bu davanın uluslararası niteliğe haiz olduğu düşünülebilir.

Her sözleşmede olduğu gibi profesyonel oyuncu sözleşmelerinde de sözleşmedeki taraflardan biri sözleşmeyle kurulan borç ilişkisini süresi dolmadan tek taraflı irade beyanı ile sona erdirebilir.

Esasen pacta sunt servanda yani ahde vefa ilkesi gereği tarafların her birinden sözleşmeyi sürdürmeleri beklenir. Sözleşmenin süresinden önce feshi öncelikle sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden, haklı sebep halleri dışında yapılan fesih haksız fesih sayılır. Haksız olarak fesihte bulunan taraf, talep üzerine diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

Sözleşmenin haklı nedenle feshi RSTP'de düzenlenmiştir. RSTP'de düzenlenen davalar bunlarla sınırlı olmamakla birlikte:

Kulüpler açısından;

  • Oyuncunun devamsızlığı
  • Uyuşturucu veya doping kullanımı
  • Oyuncunun kötü veya uygunsuz davranışı


Oyuncular açısından;

  • Kulüp, oyuncunun maaşını ödemede temerrüde düştüğünde
  • Sözleşmeden doğan diğer yükümlülüklerin yerine getirilmemesi
  • Sportif gerekçe

şeklindedir.

Görüldüğü üzere, oyuncunun iddia ettiği gibi aralarındaki sözleşmeyi haklı olarak feshetmesi için bir neden bulunmamaktadır. Zira, maaşlarının tam ve eksiksiz ödenmediğini iddia eden davalının bu hususta izlemesi gerekli usul yolları RSTP 14bis maddesinde belirtilmiş olup davalı tarafından bu usulün yerine getirilmemesi durumunda haklı bir feshin varlığından bahsedilemeyecektir. Zira, DRC de davalının bu yöndeki beyanlarına itibar etmemiş ve sözleşmenin davalı futbolcu tarafından feshinin haklı bir fesih olmadığına kanaat getirmiştir.

Bu durumun taraflar açısından önemli sonuçları bulunmaktadır. Zira, sözleşmenin haksız olarak feshi halinde kulüpler ve futbolcular yönünden tazminat ödemenin yanı sıra sportif ceza yaptırımları da düzenleme altına alınmıştır. Gerçekten de FIFA RSTP’nin 17.maddesinde sportif ceza yaptırımları tanımlanmış ve “Koruma süresi boyunca sözleşmeyi ihlal ettiği tespit edilen oyuncuya sportif yaptırımlar uygulanacaktır.” ifadesiyle hüküm altına alınmıştır.

Yine aynı şekilde, FIFA'nın talimatlarında bu isimle yer almasa da uygulamada "ayartan kulüp" kavramından bahsetmek gerekirse, FIFA Talimatlarına göre profesyonel bir futbolcuyu sözleşmesini haksız olarak feshe yönelten kulüplerin ayartan kulüp olarak adlandırılması mümkündür. Profesyonel oyuncu sözleşmelerinde sözleşme öncesi dönemde, bir oyuncuyla sözleşme imzalamak isteyen yeni bir kulübün yapması gereken ilk şey oyuncunun halihazırda başka bir kulüple sözleşmesi olup olmadığını öğrenmektir. Bu durumda yeni kulübün yapması gereken, oyuncunun eski kulübünün bağlı olduğu federasyondan bilgi almaktır. Yeni kulübün oyuncudan bilgi alması bu yükümlülüğü yerine getirdiği anlamına gelmez. Bu durum RSTP'nin 18. maddesinde de yer almaktadır. RSTP’de mevcut kulübün onaylaması gerektiği belirtilmekle birlikte onay almazsa "ayartan kulüp" olarak anılacaktır. Yaptığımız bu açıklamalar ışığında Kayserispor’un bir ayartan kulüp olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür.

Haksız fesih yapan taraf, karşı tarafın uğradığı zararı tazmin etmesi gerektiğinden, sözleşmede aksi belirtilmedikçe ilgili tazminat iç hukuk, sporun kendine özgü yapısı ve diğer objektif kriterler dikkate alınarak hesaplanacaktır. Bu kriterler öncelikle ücretleri ve ödenecek diğer faydaları içerecektir. Somut olayda tazminat miktarı sözleşmede belirtilmediği için tazminat hesaplamasının RSTP'nin 17. maddesine göre yapılması gerekmektedir.

DRC'nin tazminat tutarını 300.000,00- EUR olarak belirlemesi, tazminatın sözleşme değerinden fazla olmaması kuralına uygundur. Yeni kulüp ve oyuncu, DRC kararında belirtildiği gibi, bu tazminatın ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak bu tazminat miktarı daha önce ödenmiş olduğundan davacının tazminat talebinin reddi gerekmektedir. Bu nedenle, DRC davacının tazminat talebini de reddetmiştir.

Tazminatın ödenmesine ek olarak, bazı ek yaptırımlar da vardır. Bunlardan biri de sportif yaptırımlardır. Sportif yaptırımların belirlenmesinde koruma süresi esas alınırken, koruma süresi içinde futbolcu veya kulüp haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeyi feshederse sportif yaptırımlar gündeme gelecektir.  Ancak DRC, sözleşmenin haksız feshi tespiti yapmasına rağmen herhangi bir sportif ceza yaptırımına hükmetmemekle tartışmalı bir karara imza atmıştır.

KAYNAKÇA

  1. Regulations on the Status and Transfer of Players, August 2021 edition
  2. Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı, Ağustos 2016